Çağdaş Sözlük

Cezâ ~ جزاء

Lugat-ı Ebuzziya - Cezâ ~ جزاء maddesi. Sayfa: 388 - Sira: 2

Lugat-ı Ebuzziya, Ebüzziya Tevfik Bey Sözlüğü; Cezâ maddesi. osmanlıcada Cezâ ne demek, Cezâ anlamı manası, Cezâ osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte Cezâ hakkında bilgi. Arapça Cezâ ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada Cezâ anlamı

Lugat-ı Ebuzziya - جزاء Cezâ ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

Cezâ ~ جزاء güncel sözlüklerde anlamı:

CEZA ::: Karşılık, mukabil, ivaz. Cürüm veya günâh işleyenlere verilen azab. * Gr: Şart cümlelerinde ikinci kısım. (Bak: Şart)

ceza ::: (a. i.) : 1) ceza, karşılık [iyi eyâ kötü], azap.

cezâ-yi amel ::: işlenen bir şeyin görülen fenalığı.

cezâ-yi nakdî ::: para cezası.

cezâ-yi seza ::: lâyık olan ceza.

cezâ-yi Sinimmâr ::: Sinimmâr'ın gördüğü ceza [daha güzelini yapmasın diye, yaptığı binanın üzerinden atılarak öldürül- müştür]. 2) gr. şart cümlesinde bulunan ikinci kısım : ["haber verirseniz ben de gelirim" cümlesindeki : "haber verirseniz = şart, ben de gelirim = cezadır"].

cezâen ::: (a. zf.) : ceza olarak.

cezâî, cezâiyye ::: (a. s.) : cezaya âit, ceza ile, ceza işleriyle ilgili.

cezâ ::: suça karşılık verilen acı.

CEZa ::: Allahü teâlâ âyet-i kerîmelerde meâlen buyurdu ki:

İyiliğin cezâsı ancak iyiliktir. (Tâatleri yapıp, günah olan şeyleri terk etmenin karşılığı pekçok sevâbdır.) (Rahman sûresi: 60)

Kim bir hayırlı ve güzel amelle (işle) gelirse, ona, on misli sevâb verilir. Kim de bir günâh ile gelirse (eğer af olunmazsa), ona ancak misli ile (günâhı kadarla) cezâ edilir. Onlar (sevapları noksanlaştırılmak veya cezâları artırılmak sûretiyle) haksızlığa uğratılmaz. (En'âm sûresi: 160)

Allahü teâlâ onlara zulmetmez. Onlar kendilerine zulmedip, ağır cezâları hak ettiler. (Nahl sûresi: 33)

Allahü teâlâ müslüman olmayanlara namaz kılmasını, oruç tutmasını emretmemiştir. Bunlar, Allahü teâlânın emirlerini almakla (kabûl etmekle) şereflenmemişlerdir. Namaz kılmadığı, oruç tutmadığı için bunlara cezâ verilmez. Bunlar yalnız küfrün (îmânsızlığın) cezâsı olan Cehennem'i hak etmişlerdir. (Abdülganî Nablüsî)

Cezâ suçun büyüklüğüne göre değişir. Suç küçük olur ve suçlu boynunu büküp yalvarırsa, bu suç dünyâ dertleriyle affolunabilir. Fakat, suç büyük, ağır olur ve suçlu inatçı olup saygısızlıkta bulunursa, bunun cezâsı âhirette sonsuz ve çok acı olmak lâzım gelir. (Ahmed Fârûkî)

Gördüğünüz her musîbet ve felâket, kızgınlığın, zulüm ve haksızlık etmenin cezâsıdır. (Abdülhakîm Arvâsî)

Hâşâ zulmetmez kuluna Hüdâsı,
Herkesin çektiği kendi cezâsı.

(Muhammed Sıddîk bin Saîd)

CEZa ::: Allahü teâlâ âyet-i kerîmelerde meâlen buyurdu ki:

İyiliğin cezâsı ancak iyiliktir. (Tâatleri yapıp, günah olan şeyleri terk etmenin karşılığı pekçok sevâbdır.) (Rahman sûresi: 60)

Kim bir hayırlı ve güzel amelle (işle) gelirse, ona, on misli sevâb verilir. Kim de bir günâh ile gelirse (eğer af olunmazsa), ona ancak misli ile (günâhı kadarla) cezâ edilir. Onlar (sevapları noksanlaştırılmak veya cezâları artırılmak sûretiyle) haksızlığa uğratılmaz. (En'âm sûresi: 160)

Allahü teâlâ onlara zulmetmez. Onlar kendilerine zulmedip, ağır cezâları hak ettiler. (Nahl sûresi: 33)

Allahü teâlâ müslüman olmayanlara namaz kılmasını, oruç tutmasını emretmemiştir. Bunlar, Allahü teâlânın emirlerini almakla (kabûl etmekle) şereflenmemişlerdir. Namaz kılmadığı, oruç tutmadığı için bunlara cezâ verilmez. Bunlar yalnız küfrün (îmânsızlığın) cezâsı olan Cehennem'i hak etmişlerdir. (Abdülganî Nablüsî)

Cezâ suçun büyüklüğüne göre değişir. Suç küçük olur ve suçlu boynunu büküp yalvarırsa, bu suç dünyâ dertleriyle affolunabilir. Fakat, suç büyük, ağır olur ve suçlu inatçı olup saygısızlıkta bulunursa, bunun cezâsı âhirette sonsuz ve çok acı olmak lâzım gelir. (Ahmed Fârûkî)

Gördüğünüz her musîbet ve felâket, kızgınlığın, zulüm ve haksızlık etmenin cezâsıdır. (Abdülhakîm Arvâsî)

Hâşâ zulmetmez kuluna Hüdâsı,
Herkesin çektiği kendi cezâsı.

(Muhammed Sıddîk bin Saîd)

Ceza :::


  1. Uygunsuz davranışlarda bulunanlara uygulanan üzüntü, sıkıntı, acı verici işlem veya yaptırım.

  2. Suç işleyen bir kimsenin yaşantısına, özgürlüğüne, mallarına, onuruna karşı yasaların öngördüğü yaptırım
    Örnek: ... kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz. Anayasa

  3. Suç işleyen bir kimsenin yaşantısına, özgürlüğüne, mallarına, onuruna karşı devletin koyduğu sınırlama.

cezâ ::: karşılık , ceza

cezâ ::: ‬karşılık

cezâ ::: ceza

Ceza ::: Suç işleyen kişilerin karşılaşacakları tepkidir,yani kanunun suç işleyen kimseye uygulanmasını öngördüğü müeyyidedir.

Ceza ::: Suç işleyen kişilerin karşılaşacakları tepkidir,yani kanunun suç işleyen kimseye uygulanmasını öngördüğü müeyyidedir.

ceza ::: müeyyide, yaptırım

ceza :::

kanunun suç işleyen kimseye uygulanmasını öngördüğü yaptırım

CEZA :::

Karşılık, mukabil, ivaz. Cürüm veya günâh işleyenlere verilen azab. * Gr: Şart cümlelerinde ikinci kısım. (Bak: Şart