Çağdaş Sözlük

sürme ~ سورمه

Lugat-ı Ebuzziya - sürme ~ سورمه maddesi. Sayfa: 571 - Sira: 14

Lugat-ı Ebuzziya, Ebüzziya Tevfik Bey Sözlüğü; sürme maddesi. osmanlıcada sürme ne demek, sürme anlamı manası, sürme osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte sürme hakkında bilgi. Arapça sürme ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada sürme anlamı

Lugat-ı Ebuzziya - سورمه sürme ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

sürme ~ سورمه güncel sözlüklerde anlamı:

sürme ::: (f. i.) : sürme, (bkz. : kûhl).

SüRME ::: Üç şey, gözü kuvvetlendirir: Sürme çekmek, yeşilliğe ve (bakması helâl olan) güzel yüze bakmak. (Hadîs-i şerîf-Berîka)

Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem, misvâkını ve tarağını yanından ayırmazdı. Mübârek saçını ve sakalını tararken aynaya nazar eyler, bakardı. Geceleri mübârek gözlerine sürme çekerdi. (İmâm-ı Ahmed Kastalânî)

Sürme :::


  1. Kapı kanadını içeriden kapama, dolap kapağını yerinde tutma vb. işlere yarayan ve yuvası içinde ileri geri sürülebilen sistem, sürgü
    Örnek: Kapıyı kapadı. Üstünde anahtar ve sürme yoktu. P. Safa

  2. Masa ve dolapta küçük çekmece.

  3. Sürülerek kullanılan.

  4. Kirpik diplerine sürülen siyah boya, is
    Örnek: Genç güzel aşçı kadının kirpiklerinde sürme, parmaklarında kına yoktu. A. Gündüz

  5. mantarıgillerin yol açtığı ve tanelerin içini kurum karası bir tozla dolduran ekin hastalığı, rastık.

  6. Sürmek işi.

  7. Sürme mantarıgillerin yol açtığı ve tanelerin içini kurum karası bir tozla dolduran ekin hastalığı, rastık.

  8. Çapraza alınan güreşçiyi çelme takılacak duruma getirip düşürebilmek için gerisingeri götürme.

sürme ::: (f. i.) sürme, (bkz. : kûhl).

sürme ::: devam, is, sürgü, sürme