Çağdaş Sözlük

Rükn ~ ركن

Lugat-ı Ebuzziya - Rükn ~ ركن maddesi. Sayfa: 516 - Sira: 10

Lugat-ı Ebuzziya, Ebüzziya Tevfik Bey Sözlüğü; Rükn maddesi. osmanlıcada Rükn ne demek, Rükn anlamı manası, Rükn osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte Rükn hakkında bilgi. Arapça Rükn ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada Rükn anlamı

Lugat-ı Ebuzziya - ركن Rükn ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

Rükn ~ ركن güncel sözlüklerde anlamı:

RüKN ::: Direk. Esas. * Kuvvet. * Bir şeyin en fazla sağlam olan tarafı veya köşesi veya temeli. * Bir cemaatin ileri gelenlerinden olan. * Nüfuzlu, kuvvetli ve ehemmiyetli kimse.

rükn ::: (a. i. c. : erkân) : 1) bir şeyin en sağlam tarafı, temel direği. 2) kolon, direk, (bkz. : sütün). 3) nüfuzlu, ehemmiyetli, kuvvetli kimse. rükn-ül-bey' : fık. satış şartı.

rükn ::: rükün, direk, sütun.

RüKN ::: İnanılacak şeyleri kalb ile tasdîk (kabûl) îmânın aslî (temel) rüknüdür. Kalb ile tasdîk olmazsa îmân olmaz. Tehdîd altında bulunanın dil ile îmânını söylememesi onun îmânına zarar vermez. Çünkü dil ile ikrâr (söyleme) îmânın aslî rüknü değildir. (Teftâzânî, Mâtürîdî)

2. Namazın içindeki farz.

Namazın beş rüknünden birincisi kıyâm (ayakta durmak)dır. İkincisi kırâet (Fâtiha ve namaz sûrelerini okumak)tir. Üçüncüsü, rükû (sûreden sonra, Allahü ekber diyerek eğilmek)dur. Dördüncüsü secde (alnı ve ayak parmaklarını yere koymak)dir. Beşincisi, ka'de-i âhire (son rek'atte, ettehiyyâtüyü okuyacak kadar oturmak)dir. Her kim bu beş rüknden birini terk ederse, namazı bozulur. Namazın dışındaki farzlardan olan iftitah tekbîrini (başlama tekbîrini) namazın içindeki farzlardan yâni rükünlerinden sayan âlimler de vardır. Buna göre namazın rükünleri altı olmaktadır. (İbn-i Âbidîn)

Birini vekil yapmanın rüknü; îcâb ve kabûldür yâni, taraflardan birinin "Seni vekil yaptım" diğerinin ise "Kabûl ettim" demesidir. (Mecelle)

3.Kâbe'nin dört köşesinden her birine verilen isim.

Kâbe'nin, Şam'a karşı olan köşesine Rükn-i Şâmî, Bağdâd'a karşı olana Rükn-i Irâkî, Yemen tarafında olana Rükn-i Yemânî, dördüncü köşeye de Rükn-i Hacer-ül-esved adı verilir. (Eyyûb Sabri Paşa)

Resûlullah efendimiz, Rükn-i Hacer-ül-esved ile Rükn-i Yemânî'nin karşısına geldiği vakit, her tavâfta (her dönüşte), istilâm yapmayı (bu köşeleri selâmlamayı) terk etmez; onlardan başka rükünlerde de istilâm yapmazdı. (Abdullah bin Ömer)

Rükn-i Irâkî:

rükün ::: esas

rükn ::: direk , esas , sütun

rükn ::: ‬direk

rükn ::: sütun

rükn ::: esas

rükn ::: (a. i. c. : erkân) 1) bir şeyin en sağlam tarafı, temel direği. 2) kolon, direk, (bkz. : sütün). 3) nüfuzlu, ehemmiyetli, kuvvetli kimse. rükn-ül-bey' : fık. satış şartı.

RÜKN :::

Direk. Esas. * Kuvvet. * Bir şeyin en fazla sağlam olan tarafı veya köşesi veya temeli. * Bir cemaatin ileri gelenlerinden olan. * Nüfuzlu, kuvvetli ve ehemmiyetli kimse