rüşvet ~ رشوت
Lugat-ı Ebuzziya - rüşvet ~ رشوت maddesi. Sayfa: 512 - Sira: 10
Lugat-ı Ebuzziya, Ebüzziya Tevfik Bey Sözlüğü; rüşvet maddesi. osmanlıcada rüşvet ne demek, rüşvet anlamı manası, rüşvet osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte rüşvet hakkında bilgi. Arapça rüşvet ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada rüşvet anlamı
Lugat-ı Ebuzziya - رشوت rüşvet ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
rüşvet ~ رشوت güncel sözlüklerde anlamı:
RüşVET ::: Kanunen bir iş gördürmek gayesi ile vazifeli olan kimseye, gayr-i meşru olarak verilen para vesâir menfaat ve fayda.
rişvet ::: (a. i. c. : rişâ, rüşâ) : rüşvet.
rüşvet ::: (a. i.) : (bkz. : rişvet).
rüşvet ::: bir işin yapılması için haksız alınan veya verilen haram para.
RüşVET ::: Rüşvet alana, verene ve bunlar arasında rüşvete vâsıta olana da Allahü teâlâ lânet etsin. (Hadîs-i şerîf-Zevâcir)
Resûlullah efendimiz kıyâmet alâmetlerini sayarken buyurdu ki: Hâkimler rüşvet alarak haksız karar verir. Adam öldürmek çoğalır. Gençler, ana babalarını, hısım akrabâsını aramaz, saymaz olur. Kur'ân-ı kerîm mizmârdan, yâni çalgı âletlerinden okunur. Tecvîd ile, güzel okuyanları, şerîate uyan hâfızları dinlemeyip mûsikî ile şarkı gibi okuyanları dinlerler. (Hadîs-i şerîf-Tergîb-üs-Salât)
Rüşvet alan da, rüşvet veren de Cehennemdedir. (Hadîs-i şerîf-Keşf-ül-Hafâ)
Şirk, zulüm, fâiz ve rüşvet habistir. İnsanın iğrendiği, pis dediği her şey habistir. (Hâdimî)
Hiç kimsenin dînine, malına, canına, şerefine, nâmusuna saldırmamalı, herkese borcunu ödemelidir. Rüşvet almak ve vermek harâmdır. Yalnız zâlimin zulmünden kurtulmak için ve ikrâh edilince vermek rüşvet olmaz. Fakat bunu da almak harâm olur. (M.Sıddîk bin Saîd)
Gasb edilen, yâni zulüm ile, zor ile alınan ve sirkat edilen, yâni çalınan ve fâiz, rüşvet, kumar ile alınan ve çalgı çalmak, şarkı söylemek ücreti ve alkollü içki satışı bedeli olarak alınan ve fâsid akidle, sözleşme ile alınan mallara mal-i habîs denir. (Abdülganî Nablüsî)
Rüşvet :::
- Yaptırılmak istenen bir işte yasa dışı kolaylık ve çabukluk sağlanması için bir kimseye mal veya para olarak sağlanan çıkar
Örnek: Bu zat rüşvetin, hediyenin korkunç bir düşmanıymış! Ö. Seyfettin
rüşvet ::: rüşvet
rişvet ::: rüşvet
rişvet ::: rüşvet
rüşvet ::: rüşvet
rişvet ::: (a. i. c. : rişâ, rüşâ) rüşvet.
rüşvet ::: (a. i.) (bkz. : rişvet).
rüşvet ::: arpa
RÜŞVET :::