Çağdaş Sözlük

zahire ~ ذخيره

Lugat-ı Ebuzziya - zahire ~ ذخيره maddesi. Sayfa: 496 - Sira: 15

Lugat-ı Ebuzziya, Ebüzziya Tevfik Bey Sözlüğü; zahire maddesi. osmanlıcada zahire ne demek, zahire anlamı manası, zahire osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte zahire hakkında bilgi. Arapça zahire ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada zahire anlamı

Lugat-ı Ebuzziya - ذخيره zahire ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

zahire ~ ذخيره güncel sözlüklerde anlamı:

ZAHiRE ::: Anbarda saklanan yiyecek, hububat. Azık.

ZAHiRE ::: (C.: Zevâhir) Parlak.

ZAHiRE ::: (Zahâyir) Öğle vakitleri sıcaklığın çok olduğu vakitler.

ZAHiRE ::: Dışarı fırlamış olan göz. * Günün yarısında devenin otlamaktan gelmesi.

zahîre ::: ambardaki tahıl, azık.

Zahire :::


  1. Gereğinde kullanılmak için saklanan tahıl, aşlık
    Örnek: Zihnini, cerre çıktığı vakit toplayacağı paradan, biriktireceği zahireden başka hiçbir fikir işgal edemezdi. Y. K. Karaosmanoğlu

  2. Gereğinde kullanılmak üzerre saklanan tahıl, aşlık.

zahîre ::: azık , depolanmış erzak

zahire ::: anbarda saklanan yiyecek , hububat , azık , parlak , (zahayir) öğle vakitleri sıcaklığın çok olduğu vakitler , dışarı fırlamış olan göz , günün yarısında devenin otlamaktan gelmesi

zahîre ::: ‬depolanmış erzak

Zâhire ::: Yiyecek; gerektiği zaman harcanmak üzere ambarda saklanan hubûbat

Zâhire ::: Yiyecek; gerektiği zaman harcanmak üzere ambarda saklanan hubûbat

zahire :::

zâhire - yiyecek; gerektiği zaman harcanmak üzere ambarda saklanan hububat

ZAHİRE :::

Dışarı fırlamış olan göz. * Günün yarısında devenin otlamaktan gelmesi