daire ~ دائره
Lugat-ı Ebuzziya - daire ~ دائره maddesi. Sayfa: 474 - Sira: 2
Lugat-ı Ebuzziya, Ebüzziya Tevfik Bey Sözlüğü; daire maddesi. osmanlıcada daire ne demek, daire anlamı manası, daire osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte daire hakkında bilgi. Arapça daire ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada daire anlamı
Lugat-ı Ebuzziya - دائره daire ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
daire ~ دائره güncel sözlüklerde anlamı:
DAiRE ::: Resmi hükümet makamlarından her biri. * Yazıhane. * Büyük bir idare adamının makamı. * Ev veya apartman katı. * Bir manevi te'sirin hükmü geçtiği mahal. * Sınır içi. * Büro, büyük ev, konak. * Çember, düz yuvarlak şekil. * Mat: Merkezden aynı uzaklıktaki noktaların çevirdiği düzlük parçası. * Hezimet ve musibet. Beliye-i muhita. * Dönüp dolaşıp meydana gelen hâdise ve inkılâb.
dâire ::: (a. i. c. : devâir) : 1) çember. 2) me'murun çalıştığı yer. 3) ev ve apartman bölüntüsü. 4) sınır içi. 5) zilli tef. 6) Osmanlı İmparatorluğu zamanında Şehremâneti'nin belediye şubeleri.
dâire-i aide ::: âit olduğu resmî makam.
dâire-i azime ::: a«tr. arzın merkezinden geçerek semâ küresini kesen her hangi bir düzlemin teşkil ettiği ara kesit.
dâire-i intihabiyyev ::: seçim bölgesi.
dâire-i kaza ::: (kaza dâiresi) : vazife, salâhiyet.
dâire-i küıûf ::: a»tr. arzın bir senede resmettiği mahrek sathının semâ küresi ile olan ara kesiti.
dâire-i nısf-ün-nehâr ::: her hangi bir mahallin semt-ür-re'sinden geçen düzlemin semâ küresi ile teşkil ettiği ara kesiti.
dâire-i resmiyye ::: resmî dâire, hükümet dâiresi.
dâire-i sâdise ::: altıncı (Beyoğlu) dâire.
dâire-i sıa ::: astr. mahallin semt-ür-re'sinden geçen nısf-ün-nehâr dâiresinden mâda diğer bütün nisf-ün-nehar dâirelerine verilen bir ad.
dâire-i umûr-i askeriyye ::: askerî işler dâiresi, [İstanbul'da, Bayezit'te şimdiki Üniversite merkez binasının bulunduğu yer].
dâire ::: saha, alan, geometrik şekil, resmi kurum.
Daire :::
- Bir yapının konut olarak kullanılan bölümlerinden her biri, kat
Örnek: Bu koskoca binanın, pasajın arka tarafında bir kısım daireleri ayrıca kiraya verilmiş. H. F. Ozansoy - Belirli devlet işlerini çevirmekle görevli kuruluşlardan her biri
Örnek: Eskiden hem bir dairede beraber bulunmuşlar hem de silah arkadaşlığı etmişlerdi. R. H. Karay - Bu kuruluşların içinde çalıştıkları yapı.
- Bir yapı veya gemide belli bir işe ayrılmış bölüm
Örnek: Yemeği, selamlık dairesinin üst katındaki yemek salonunda yediler. M. Ş. Esendal - Soyut kavramlarda belli sınır, ölçü.
- Bir çemberin içinde kalan düzlem parçası.
- Saz takımında usul vurmaya yarayan tef.
dâire ::: büro , daire
dâire ::: daire
dâire ::: büro
dâire ::: ofis
dâire ::: devlet dairesi
dâire ::: tef
dâire ::: zilli tef
daire ::: çember, çevre, idare, kat, menzil, ofis
DAİRE :::