Cevher ~ جوهر
Lugat-ı Ebuzziya - Cevher ~ جوهر maddesi. Sayfa: 395 - Sira: 10
Lugat-ı Ebuzziya, Ebüzziya Tevfik Bey Sözlüğü; Cevher maddesi. osmanlıcada Cevher ne demek, Cevher anlamı manası, Cevher osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte Cevher hakkında bilgi. Arapça Cevher ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada Cevher anlamı
Lugat-ı Ebuzziya - جوهر Cevher ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
Cevher ~ جوهر güncel sözlüklerde anlamı:
CEVHER ::: Bir şeyin özü, esası. * Kıymetli taş. * Çelik üzerindeki nakış. * Edb: Noktalı harf. * Yalnız noktalı harflerin ebcedîsi hesab edilerek yazılan manzum tarih. * Harflerin noktası. * Fls: Varlığı kendinden olan, var olmak için kendi dışında başka birşeye muhtaç olmayan varlık. Allah'a inanan filozoflar iki çeşit cevher kabul etmişlerdir. Yaratıcı cevher, Allah. Yaratılmış cevher, madde, ruh. Allah'ı cevher olarak vasıflandırmak noksan bir anlayıştır. Çünkü cevher Allah'ın sıfatlarından "kıyam-ı binefsihi: varlığı kendinden olan" sıfatını belirtebilir. Allah'ı sıfatları ve isimleriyle tanımak icab eder. Maddeci filozoflar cevher olarak yalnız maddeyi kubul ederler. Oysa madde Allah'ın yarattığı âlemlerden sadece biridir. Fizik ilmi maddenin enerjiye ve enerjinin maddeye dönüştüğünü göstermiştir. Madde de enerji de belli kanunlara bağlıdır. Kanun varsa kanun koyucu da vardır. Madde ve enerjiye hakim olan ve kanunları koyan, madde ve enerjiyi yaratan Allah'dır.
cevher ::: öz, kıymetli taş, atom.
CEVHER ::: Araz, sıfat demektir. Cevher üzerinde bulunur. Yalnız başına bulunmaz. (Seyyid Şerif)
2) Kıymetli, işlenebilir mâden. Mecâz olarak insanın istidâdı, yetişmeye elverişli olması manasına da kullanılır.
Yavrum o zamanki tövbenin, bağlılığın bir netice vermediğini sen de biliyorsun. Çünkü, Allahü teâlâyı seven ve unutmayanlardan uzak kalman, o seâdet tohumunun açılıp büyümesine mâni oldu. Fakat, o tohumun çürümemiş olması, bu yavrunun yetişmeye elverişli nefis bir cevher olduğunu göstermektedir. (İmâm-ı Rabbânî)
CEVHER ::: Araz, sıfat demektir. Cevher üzerinde bulunur. Yalnız başına bulunmaz. (Seyyid Şerif)
2) Kıymetli, işlenebilir mâden. Mecâz olarak insanın istidâdı, yetişmeye elverişli olması manasına da kullanılır.
Yavrum o zamanki tövbenin, bağlılığın bir netice vermediğini sen de biliyorsun. Çünkü, Allahü teâlâyı seven ve unutmayanlardan uzak kalman, o seâdet tohumunun açılıp büyümesine mâni oldu. Fakat, o tohumun çürümemiş olması, bu yavrunun yetişmeye elverişli nefis bir cevher olduğunu göstermektedir. (İmâm-ı Rabbânî)
Cevher :::
- Bir şeyin özü, maya, gevher
Örnek: Şu kuvvetin, cevherin sırrını öğrenmek için soruyorum. S. F. Abasıyanık - Değerli süs taşı, mücevher.
- İyi yetenek
Örnek: Avrupa aristokratı, cevheri tükenmeye yüz tutmuş bir insandır. P. Safa - Töz.
- İçindeki metal ya da yarımetallerin çeşitli yöntemlerle ayrılabileceği doğal bileşikler ve mineraller.İng.: ore Fr.: minéraux Alm.: Erz
cevher ::: öz , bir şeyin özü , mücevher , kıymetli taş
cevher ::: mücevher
cevher ::: öz
cevher ::: elmas
Cevher ::: Maya; öz; değerli taş; elmas
Cevher ::: Maya; öz; değerli taş; elmas
cevher ::: asıl, cevahir, maya, mücevher
cevher :::
CEVHER :::