bel ~ بل
Lugat-ı Ebuzziya - bel ~ بل maddesi. Sayfa: 250 - Sira: 14
Lugat-ı Ebuzziya, Ebüzziya Tevfik Bey Sözlüğü; bel maddesi. osmanlıcada bel ne demek, bel anlamı manası, bel osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte bel hakkında bilgi. Arapça bel ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada bel anlamı
Lugat-ı Ebuzziya - بل bel ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
bel ~ بل güncel sözlüklerde anlamı:
BEL ::: Bilâkis, belki, katiyyetle, ihtimaldir, öyle, dahi kelimeleri mânasına tercüme edilir. İ'rab edatıdır.
BEL ::: f. Ökçe. Ayakkabı altının topuğa rastlayan yüksek kısmı.
BEL ::: t. Geminin orta kısmı. * Bedenin ortası. Göğüs ile karnın arası. * Yüksek dağın iki zirvesi arasındaki kavisli kısmı veya alçakça olan geçit ve boğazı.
bel ::: (a. e.) : belki.
bel ::: (f. i.) : ökçe.
Bel :::
- İşaret.
- İnsan bedeninde göğüsle karın, sırtla kalçalar arasında daralmış bölüm
Örnek: Kolum, boynundan beline doğru kayıyor. Y. Z. Ortaç - Bu bölümün, sırtın altına rastlayan bölgesi.
- Hayvanlarda omuz başı ile sağrı arası.
- Dağ sırtlarında geçit veren çukur yer.
- Geminin orta bölümü.
- Meni.
- Toprağı aktarmaya veya işlemeye yarayan, uzun saplı, ayakla basılacak yeri tahta, ucu sivri kürek veya çatal biçiminde bir tarım aracı.
- Ses şiddetiyle ilgili birim.
- Vücudun göğüs ile karın bölgeleri arasında kalan kuşak kısmı.
bel ::: belki
bel ::: belki
bel ::: işaret
BEL :::